12.10.2008

Milli Takımımızın Bosna-Hersek Maçı

2010 Dünya Kupası Avrupa elemeleri 5. Grup mücadelesinde A Milli Takımımız Bosna Hersek'i 2-1 mağlup etse de; maç sonunda kafamda oldukça fazla soru işaretinin oluştuğunu söylemeden edemeyeceğim. Milli Takımımızın ortaya koyduğu oyun ve Fatih Terim'in oyuncu tercihleri önümüzdeki maçlar için endişelenmem için haklı nedenlerdir sanırım. Bir çok oyuncunun sakat olması oyuncu seçiminde kısıtlı imkanlara sahip olduğumuz izlenimi verse de; bunun böyle olmadığını kolaylıkla söyleyebiliriz. Teknik Direktör oynatmak istediği futbola uygun istediği oyuncuyu kadroya çağırmakta özgürdür. Fakat bu oyuncular hangi şartları taşımalılar. Oyuncu seçiminde standart ne olmalıdır?
  • Turkcell Süper Lig lideri Trabzonspor'un formda stoperi Egemen' i değil de ; İspanya'ya transfer olan ve takımında sadece 10 dakika forma giyebilen İbrahim Kaş'ı oynatmanın standardı veya koşulları nedir?
  • Sivasspor'un rakiplerine kök söktüren forveti Mehmet Yıldız neden kadroda bile yok. Oynadığı 9 Milli Maçta sadece 1 gol atan (Bosna maçında boş kaleye) Mevlüt Erdinç ondan daha mı iyi bir futbolcu? Aynı mevkide görev alan Fatih Tekke'nin kadroya girebilmesi için ne yapması gerekir?
  • Yusuf Şimşek ve Halil gibi takımları için iyi işler yapan futbolcular dururken, Kazım ve Batuhan gibi kendi takımlarında durumları sorgulanan oyuncular neden ilk 11'de?

Bunlar gibi bir çok soruyu önceki maçlar için sorduk, gelecek maçlar için sormaya devam edecek miyiz? Fatih Terim "ders almam, ders veririm" felsefesi ile hareket etmeye devam ederse "evet". Peki, sadece ders veren bir teknik direktörün takımı Avrupa Futbol Şampiyonası eleme maçları ve finallerinde duran toplardan, hatta taç atışından bile gol yemişken, nasıl olur da Bosna-Hersek Milli takımından duran bir topla gol yer?. Yapılan serbes atışla ceza sahası içine gelen topa hiç bir Milli Takım oyuncumuz yükselmemiştir bile. Attığımız ilk golde bile rakip topa yükselmiş ve kendi kalesine topu göndermiştir. Duran toplardaki zaafiyet bugün kulüp takımlarımızın da başını ağrıtıyor. Fakat oyuncu seçimi olarak daha fazla esnekliğe sahip Milli takımda bunların daha az yaşanması gerekir diye düşünüyorum.

Galip geldiğimiz bir maçın ardından Milli Takımımızdaki olumsuzlukları yazarak başarıyı gölgelemek gibi bir niyetimizin olduğu düşünülmesin. Bilakis eleştirelerde bulunarak başarının daha fazla artırılacağını düşünüyoruz. Teknik direktörümüzün egolarından sıyrılmasını, hırsını medya ve kendini eleştiren insanlara değil oyuna yansıtmasını, eleştirileri dikkate alıp kendini ve durumunu sorgulamasını bekliyoruz.

Dünkü maçta takımımızın artısı Avrupa Şampiyonası finallerinde de olduğu gibi yenik duruma düştükten sonra mücadeleyi bırakmayarak oyuna devam etmesiydi. Haftalar sonra sakatlıktan kurtulup sahaya çıkarak etkili bir oyun sergileyen Sabri zaman zaman hatalar yapsa da önemli anlardaki müdahaleleri ve gollerdeki ortalarıyla sahanın en iyisiydi diyebiliriz.

Milli takımımıza çarşamba günü oynayacağı Estonya maçında başarılar dilerim.

Hiç yorum yok: